AV. ESRA AYDIN EKİCİ – Her ne kadar ülkemiz için yeni olsa da birçok yabancı ülkede sigaranın zararının en aza indirgenmesi amacıyla araç içerisinde sigara içilmesine belirli yasaklar getirilmiş durumda. Örneğin; Fransa’da Mayıs 2016’dan bu yana 18 yaşından küçük birinin bulunduğu araçta ne şoför ne yolcular sigara içebiliyor. Yine aynı şekilde Kanada’da çocukların bulunduğu araçlarda sigara kullanmak yasak. İskoçya’da 19 yaşından küçüklerin bulunduğu araçlarda, Avusturalya’nın bir kısım eyaletlerinde 16-17-18 yaşından küçüklerin yanında sigara içmek yasak.
Görüldüğü gibi dünyadaki birçok ülkede çocukların, hamilelerin bulunduğu araçlarda sigara içilmesi yasaklanmış durumda. Ülkemizde ise hususi araçların sürücü koltukları ile taksi hizmeti verenler dâhil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında tütün ürünlerinin tüketilmesi yasaklanmış durumda.
Öncelikle bu yasağın hukuki zemini nedir ona bakalım. Bu yasak 7 Kasım 1996 tarihinde kabul edilen 4207 sayılı “Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun”un 2C madde 24/5/2013 tarihinde yapılan değişiklikle kabul edilmiş, fakat bu zamana kadar fiilen uygulanmamıştı. Her ne kadar fiilen uygulanmasa da bu uygulanmama cezaya ilişkin bir itiraz sebebi olarak sunulamıyor. Cezası ise şu an 153,00 TL olarak belirlenmiş durumda, yeni yıla ilişkin ne kadar arttırılacağı ise merak konusu. Yani özel aracının sürücü koltuğunda sigara içen bir kişi 153,00 TL ceza ödeyecek.
Şimdi bu yasağın genişletilerek aracın sadece sürücü koltuğunda değil, tüm araç içinde sigara içilmesinin yasaklanması gündemde. Tabii bu düzenleme gelir gelmez, şu an için belli değil. Her ne kadar bu cezalar kesilmeye başlanmış olsa da cezanın düzenlendiği yerin yetki bölgesindeki sulh ceza hakimliklerine kişilerin itiraz hakkı mevcut. Fakat sadece bu düzenlemenin uygulanması ile alakalı itirazların, yani daha önce uygulanmaması dayanak yapılan itirazların kabulü mümkün görünmüyor.
Şu an bu düzenleme ile ilgili Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmış durumda. Çünkü kişilerin aracı özel alan olduğundan herhangi bir gerekçe gösterilmeden kamu düzeni, kamu sağlığı vs… gibi tüm toplumu ilgilendiren belirli sebeplerin varlığı olmadan özel alana müdahale edilmesi mümkün görünmüyor. Anayasa Mahkemesi’nin olası bir iptal kararı vermesi halinde kesilen ve ödenen bu cezaların geri alınması mümkün olacaktır.
YORUMLAR