İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Denizli’de gerçekleştirdikleri mitingi hatırlatarak, milletin partilerini ve Genel Başkan Meral Akşener’i bağrına bastığını söyledi.
İsmail Tatlıoğlu, 22 Ocak 2020 tarihinden beri 68 il ve 243 ilçeyi kapsayan ziyaretler yaptıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştiren Tatlıoğlu, “Türkiye’nin, 2017 referandumu ve 2018 seçimleriyle 150 yıllık birikimini dışlayarak geçtiği partili cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği tabloda, bugün milletimiz ciddi bir sıkıntı içerisindedir. Sıkıntı sadece ekonomide değil, yargıda, eğitimde, diplomaside ve kamu idaresinde de var. Bir yapısal tıkanma söz konusudur. Bu yapısal tıkanmanın ortadan kalkması ve Türkiye’nin kendine yakışır bir yere gelmesi ancak siyasal iklimin değişimiyle mümkündür” diye konuştu.
‘BU DURUM, ULUSLARASI BASINDA BİLE KARİKATÜRİZE EDİLİYOR’
Ekonomide yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin ekonomi ve kamu yönetiminde nasıl bir “başıboşluk” yaşadığının göstergesi olduğunu iddia eden Tatlıoğlu, “Artık Türkiye’nin bir Merkez Bankası yoktur. Merkez Bankası ile herhangi bir tapu idaresi arasında hiçbir fark kalmamıştır. Sayın Erdoğan ve ekibinin, bu farkı anlamadıklarını bütün dünyaya gösterdiklerini üzülerek görüyoruz. Bu durum, uluslararası basında bile karikatürize ediliyor” ifadesini kullandı.
‘TÜRKİYE’DE ENFLASYON VE FAİZ HEDEFİNİN TUTMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Tatlıoğlu, 2022 yılı bütçesinin 17 Ekim’de Meclis’e sunulduğunda 211 milyar dolar düzeyinde olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bütçe, Sayın Fuat Oktay tarafından 22 Ekim’de Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulurken 182 milyar dolara düştü. Bu bütçe bugün 157 milyar dolar seviyesine indi. Hazırlanırken 200 milyar dolar, görüşülürken 150 milyar dolar ve uygulanırken de 100 milyar dolar olan bir bütçeden bahsediyoruz. Rasyonel olarak bu bütçe üzerinde görüşülecek ne olabilir? Bu durum ani kriz dönemleri hariç hiçbir ülkede yaşanmamıştır. Bu bütçe üzerinde devlet nasıl kendisini ifade edecektir? Türkiye gibi birden fazla para biriminin kullanıldığı bir ülkede döviz hedefleri tutmuyorsa başka bir şeye bakmanın anlamı yok. Türkiye’de enflasyon ve faiz hedefinin tutması mümkün değil. Bu süreç, 2022 yılında asgari yüzde 40’lık bir enflasyonu getirecektir. Ekonomist olan Sayın Erdoğan’a duyurulur. Bu yönetimin artık kenara çekilme ve daha fazla zarar vermeme kararını vermesi gerekir. Milletin beklentisi budur.”
“Kırılgan Beşli” olarak ifade edilen Türkiye, Güney Afrika, Endonezya, Brezilya ve Hindistan’ın milli paralarının, 2018 yılından bu yana yüzde 30 dolayında değer kaybettiğini anlatan Tatlıoğlu, “Eğer bizim paramız da bu kadar değer kaybetseydi bugün dolar 4.94 lira olurdu. Bunun üstü Erdoğan ve partili cumhurbaşkanlığının maliyetidir” değerlendirmesinde bulundu.
Merkez Bankasının politika faizini yüzde 15’e düşürmesine rağmen ortalama faizlerin yüzde 20.50’ye tırmandığını ifade eden Tatlıoğlu, “Yanlış yönetim sonucu Türkiye’nin borçlanma maliyeti de yükselmiştir. Çünkü değerleri düşmüştür” görüşünü paylaştı.
Türkiye’de yaklaşık 13.5 milyon emekli, dul ve yetim aylığı alan vatandaşın olduğunu ve bu kesimin alım gücünün de her geçen gün düştüğünü vurgulayan Tatlıoğlu, hükümetin bu tablonun siyasi sorumluluğunu alarak, seçim sürecini bir an önce başlatması gerektiğini kaydetti.
YORUMLAR