Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilen Erinç Sağkan, Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında soruları yanıtladı.
Sağkan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
‘ÇOKLU BAROLAR KURULURKEN BASKI OLUŞTURULDU’
“Önceki dönem TBB, insan hakları konusundaki ihlallere suskundu. Çoklu baro olayı da bu konuda bir kırılma oldu. Önceki dönem başkanı bizzat bu yasayı destekledi. Bu baroların kuruluş süreçlerinde kamu kurumlarındaki avukatlara baskılar yapıldı. İnsanlar ekonomik olarak açlıkla sınanmaya çalışıldı. Delegeler üzerinde de baskı oluşturulmaya çalışıldı.
‘ÖNCEKİ DÖNEMDE, HUKUKSUZLUKLARA SES ÇIKARILMADI’
Seçimleri kazanmamız ile ilgili dün itibariyle kamuoyunda çok büyük bir algı ortaya çıktı. Bunu görüyoruz. Türkiye bir Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilmeye başlandı. Yargının gerekli görevlerini yerine getiremediği bir süreci yaşamaya başladık. Sayın Feyzioğlu’nun geçtiğimiz dönemde yargı eliyle oluşturulan hukuksuzluklara sahip çıkması, bunlara karşı bir duruş sergilememesi de iktidarın yanında konumlanması olarak algılandı. O nedenle gelinen süreçte Sayın Başkan’ın kaybetmesi kamuoyu tarafından büyükşehir belediyelerindeki zafer gibi yorumlandı.”
‘İNCELEME YAPMA ŞANSIMIZ OLACAK’
Ankara 2 Nolu Baro hakkında kurucular kurulunda bazı isimlerin gerçekten avukat olup olmadıkları konusunda bile bir tartışma var. Biz bu listeyi gördük. Bu konuda titizlikle çalışmalarımızı yürüteceğiz. TBB yönetimine gelmemizle birlikte, burada 2 binin üzerinde avukatın olup olmadığı konusunda bir inceleme yapma şansımız olacak.
KADIN ADAY SAYILARI İLE İLGİLİ ELEŞİRİLER
Çok sayıda baro, çoklu baroya karşı demokratik haklarını kullanıp bir tepki gösterdiler. Listemizi belirlerken de 22 Haziran ruhunu yansıtan bir çalışma gerçekleştirmeye çalıştık. Ben listeleri kendim belirlemedim. Örneğin Akdeniz Bölgesi kendi içerisinde bir çalışma yaptı. Diğer bölgeler de öyle.
Öte yandan bölgeler çalışmalarını yaparken, kadın ve erkek adayların sayısıyla ilgili bir kıstas gerçekleştirilmedi. Bu konudaki eleştirileri haklı buluyorum.
Biz bir kamu kurumu niteliğinde meslek örgütüyüz. Birincil önceliğimiz mesleğin ve meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek olacak. Ayrıca Türkiye’de son 8 yılda hukuk fakültesi oranı yüzde 25 oranında attı. 90 hukuk fakültesi var. Avukat sayısı 150 bin olmakla birlikte, hem eğitimin niteliğinin düşmesi hem de çok ciddi bir ekonomik kaosun içinde sürüklenmemiz, aslında temeli tamamen hak savunuculuğu olan bu mesleği maalesef ki, bu felsefeden uzaklaştırmaya başladı. Çünkü şunu biliyoruz ki geçim kaygısı içerisindeki gerçekten ciddi anlamda bu ekonomik sistem içinde savrulan bir avukatın, çok ama çok kıymetli ve kutsal bir mesleği yapmakta zorlandığını görmekteyiz.
O yüzden bir meslek örgütü olarak öncelikle avukatların mesleki sorunlarında, artık 150 bin avukatın örgütlü gücüyle ve tüm baroların desteğini alarak çok ciddi bir baskı unsuru olacak TBB’yi hayata geçireceğiz.”
Geçenlerde video ile kayıt alınmasının engellenmesi ile ilgili genelge Danıştay kararıyla iptal edilmişti. Bu genelgeye Ankara ve Antalya Barosu olarak itirazda bulunmuştuk.
ANKARA BAROSUÜ DİYANMET İŞLERİ POLEMİĞİ
Hiçbir dini değere hakaret olmadığı ortada. Ama çok enteresan şekilde bizler hakkında kamu görevlilerine hakaretten iddianame düzenlendi. Üstelik hiçbir suç unsuru olmayan bir açıklama için yapıldı. Ben halen cesur savcı ve hakimlere inanıyorum. O dosyadan beraat edeceğimizi biliyorum.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE
Aynı yöntemleri kullanıp farklı sonuçlar alamayız. Türkiye’de kadına dönük cinsel saldırı ve şiddetin çoğu maalesef evin içerisinde kalıyor. Bu tür olayları Bakanlık takip ediyor. Ama biz evin içerisinde kalanı ortaya çıkarmalıyız. ‘Evet gidip anlatırsam bana destek verecek, sırrımı koruyacak bir mekanizma var’ demeli şiddete uğrayan kadınlar.”
YORUMLAR