TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, AGİT PA Başkanı Kauma ile görüştü

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya halkları hatta dünyada birçok yönetim, birçok hükümet önceden farklı düşünse bile gelinen noktada hem Gazze’deki barışı desteklemekte ateşkesin sürdürülmesini ve kalıcı hale gelmesini desteklemekte hem de iki devletli çözümden başka bir yol olmadığını ortaya koymaktadır” dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, AGİT PA Başkanı Kauma ile görüştü

Kurtulmuş, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi (AGİT PA) Başkanı Pla Kauma ile görüştü.

Kurtulmuş, ülkelerin egemen eşitliği prensibi olmak üzere bu prensiplerden birçoğunun bugün yaşanan gelişmeler karşısında tarumar edildiği dönemden geçildiğini söyleyerek, “Ümit ederim ki Helsinki Senedi’nde yer alan ve bütün insanlığın ortak meselesi olarak görülebilecek bu prensipler hayata geçirilir ve dünyada ülkelerin egemen eşitliği prensibine dayalı saldırmazlık prensibine dayalı ülkelerin toprak bütünlüğünü temin edilmesi fikrine dayalı uluslararası bir sistem yeniden inşa edilebilir. Ayrıca AGİT ile olan ilişkilerimizi parlamenter diplomasideki genel perspektifimizin bir gereği olarak güçlendirerek sürdürüyoruz. AGİT PA da diğer çok taraflı parlamenter asambler gibi Türkiye’nin içinde yer aldığı ve her fırsatta tezlerimizi anlatabilme, küresel sistemdeki paydaşlarımızla fikirlerimizi paylaşabilmek bakımında değerli bulduğumuz önemli bir uluslararası ilişkiler aracıdır. Bu çerçevede AGİT PA’nın sonbahar toplantısının önümüzdeki Kasım ayında İstanbul’da yapılacak olmasına önemlidir. Türkiye olarak bu toplantıya ev sahibi yapacağız. Ayrıca bu toplantı çerçevesinde Akdeniz’deki müttefiklerimizin Akdeniz’deki ülkelerinde bu toplantıya çağrılması kapsamında Filistin Devleti’nin de bu toplantıda yer alması için teklifimizi sunacağız” ifadelerini kullandı.

Filistin’de ateşkesin devam etmesini arzu ettiklerini belirten Kurtulmuş, “Bunu olumlu bir gelişme olarak kabul ederiz. Ancak bu olumlu gelişmenin hiçbir tehdit altında olmaksızın, İsrail tarafından engellenmemesi, esir takasları bitirildikten sonra da bu barışın kalıcı hale getirilmesi için adımlar atılması uluslararası camianın sorumluluğundadır. Bu çerçevede AGİT PA özellikle Filistin halkının haklarını korumak konusunda önemli ve olumlu katkıları olabileceği kanaatimizi sayın Kauma ile de paylaştık” şeklinde konuştu.
Kauma, AGİT PA toplantısının 2012’den sonra ilk olduğunu söyleyerek, “Bu toplantı çok önemli bir platform özellikle güvenliği, siyasi konuları ve ekonomik sorunları konuşmak için çok önemli bir toplantı, özellikle bölgesinde ve Akdeniz Forum’u daha iyi uygun bir yerde yapılamazdı. Türkiye’nin Akdeniz bölgesindeki yakın bağları çok önemli olacak. Özellikle çok güçlü bir katılım olması için AGİT ülkelerinden ve bizler yapıcı görüşmeler, tartışmalar yapacağımızı düşünüyoruz. Bunlar da bizim gelecekteki iş birliğimizi güçlendirecek, şekillendirecek” diye konuştu.

Hamas’ın İsrail’in Filistinlileri Gazze Şeridi’ndeki yerleşim yerlerine sokmaması iddiaları ve ABD Başkanı Trump’ın ‘Gazze’de ateşkes için garanti veremem’ açıklamalarıyla ilgili sürecin nasıl yürütüleceğine yönelik soruya Kurtulmuş, “Çok ağır bir bedel ödenerek ateşkese gelindi. 15 ay içerisinde en az 50 bin Filistinlinin hunharca öldürüldüğü bir soykırıma dünya şahitlik etti. Dünya kamuoyundan yükselen olağanüstü tepkiler dolayısıyla ve açıkçası askeri operasyonlarında beklediklerini elde edememiş olmanın verdiği hayal kırıklığı içerisinde İsrail tarafı da ateşkese razı olmak mecburiyetinde kaldı. Yani bu ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için bütün dünyanın seferber olması lazım. Bütün dünyanın özellikle İsrail’e destek olan ülkelerin ateşkesin kalıcı olması için garanti vermeleri lazım. Onu desteklemeleri lazım. Allah aşkına ateşkesin kalıcı olması için daha kaç 50 bin masum öldürülmesi gerekir. Bu kadar maalesef insani değerlerden uzak bir yaklaşım desteklenemez, sürdürülemez ve bu barışın kalıcı hale getirilmesi bütün dünyanın ortak hedefi olmalıdır” şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Gazze’de kalıcı bir barışın temin edilmesi ve Gazze’nin oranın esas halkı olan Gazzeliler tarafından yönetilmesinin temin edilmesidir. Bu insanlar bütün ailelerin ölmesine rağmen hala o yıkıntıları bırakıp gitmiyorlarsa bütün dünyaya bir mesaj veriyorlar. Burası bizim vatanımız, burası bizim ülkemiz. O taşların arasında kalırız, o yıkıntıların arasında yaşarız ama asla toprağımızı terk etmeyi istiyorlar. Dolayısıyla bundan sonra herhangi bir şekilde bu İsrail saldırılarının devam edebileceğini ima etmeden bile başlı başına sağlanan ateşkese zarar vereceği kanaatindeyim. Ve o toprakların Filistinlilerin toprakları olduğunu bütün dünyanın artık öğrenmiş olması gerektiğini düşünüyorum. Bu işin bir sonu yoktur. Bölgedeki gelişmeler açık bir şekilde ortaya koymuştur ki iki devletli çözümden başka hiçbir sözü çözüm geçerli olmayacaktır. Ve iki devletli çözüm bu olayların başlamasından önce dünyada bulduğu destekten çok daha fazlasını bulmuş ve sağlamıştır. Dünya halkları hatta dünyada birçok yönetim, birçok hükümet önceden farklı düşünse bile gelinen noktada hem Gazze’deki barışı desteklemekte ateşkesin sürdürülmesini ve kalıcı hale gelmesini desteklemekte hem de iki devletli çözümden başka bir yol olmadığını ortaya koymaktadır.”

Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’nın Türkiye’ye gelmesine ilişkin soruya Kurtulmuş, “Çok olumlu katkıları olur. Ben bu ziyareti fevkalade tarihi bir ziyaret olarak nitelemek gerektiğini düşünüyorum. Türkiye olarak başından itibaren Suriye’deki bütün gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde bütün dünya seyrederken birkaç bin mülteci geldiği zaman ne yapabileceğini şaşırırken Türkiye Suriyelilere kapılarını açmış, ekmeğini paylaşmış, yarım bardak suyu varsa onu da paylaşmıştır. Şimdi bunun sonucu olarak milyonlarca Türkçe konuşan ve Türkiye’yi yürekten seven sadece kağıt üzerinde değil, canı gönülden de Türkiye’yi ikinci vatanı olarak kabul eden çok sayıda Suriyeli artık kendi memleketlerine dönecek ve ümit ediyoruz ki yeni yönetimin sağladığı barış ve istikrar ortamında Suriye’nin gelişmesi için katkı sunacaklardır” ifadelerini kullandı.

Suriye’de yapılması gerekenleri sıralayan Kurtulmuş, “Bunlardan birincisi Suriye’de kapsayıcı bir yönetimin kurulması. Yani Suriye’deki bütün etnik, dini, mezhebi farklılıkların temsil edildiği demokratik bir Suriye’nin inşa edilebilmesi için süreci mümkün olabilen en geniş anlamıyla kapsayıcı bir anlayışla sürdürmek gerekir. İkinci mesele ise Suriye’nin toprak bütünlüğünün bütünüyle sağlanması, korunmasıdır. Bunun önündeki engellerin, bunun önündeki tehditlerin ortadan kaldırılmasıdır. Üçüncüsü de Suriye’deki silahlı grupların silahsızlanması, silahsızlandırılması ve bu grupların hepsinin Suriye Milli Ordusu bünyesinde bir şekilde entegre edilerek Suriye’de tek bir silahlı gücün o da resmi ve meşru Suriye devletinin ordusu olması gerektiğinin altını çiziyoruz” diye konuştu.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir