Dünya son birkaç yıldır Covid’le, son günlerde de maymun çiçeği virüsüyle uğraşıyor. Yine de çağımızın en önde gelen sağlık sorunlarından biri Kanser! Her yıl, dünya çapında yaklaşık 500 bin kişiye kötü huylu tümör tanısı konuyor ve bu insanların üçte biri hayatını kaybediyor.
Kanserin kesin bir tedavisinin olmaması ve görülme sıklığında her geçen gün artış yaşanması da hastalığı insanların korkulu rüyası haline getiriyor. Bununla birlikte tıptaki ilerlemelerin sonucunda ortaya çıkan yeni nesil tedavi yöntemlerinin kullanımı, geleneksel yöntemlere kıyasla oldukça umut verici. Bu yöntemlerden biri de ‘Onkolitik Virüs’ tedavisi…
Bu tedavide virüsler kullanılarak sağlıklı hücrelere zarar vermeden sadece kanser hücrelerinin yok edilmesi amaçlanıyor. Diğer kanser tedavisi yöntemlerine göre çok daha avantajlı olan bu yöntemle uzun süredir pek çok kanser türüne çözüm aranıyor ve virüsler geliştiriliyor.
YENİ BİR VİRÜS DAHA UMUT OLARAK DOĞDU
Son olarak ‘Vaxinia’ adı verilen ‘CF33-hNIS’ virüsü, yeni bir onkolitik virüs olarak bilim dünyasında heyecan yarattı. Avustralyalı Imugene şirketiyle ABD’nin California eyaletindeki City of Hope Ulusal Tıp Merkezi araştırmacılarının geliştirdiği virüsün, kanserli hücrelere karşı etkili olabileceği üzerinde duruluyor.
City of Hope Ulusal Tıp Merkezi’ndeki araştırmanın başındaki isim olan Prof. Daneng Li, “Bağışıklık sisteminin kanser hücreleri ile savaşmasını sağlayan bir tedavi türü olan immünoterapinin gücünü daha da artırmanın zamanı geldi. Vaxinia yani CF33-hNIS’in hastalarımızın kanserle olan savaşta sonuçlarını iyileştirme potansiyeline sahip olduğuna dair bulgular elde ettik” ifadelerini kullandı.
‘YENİ KANSERLERİN OLUŞMASININ ÖNÜNE GEÇEBİLİR’
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezer Okay “Vaxinia çalışması, onkolitik virüsler ile kanser tedavisi için farklı yöntemlerin kullanılabilirliğini göstermesi açısından çok önemli. Onkolitik virüsler kullanılarak yapılan daha önceki çalışmalar, Vaxinia’nın da başarılı olacağı yönünde umut veriyor” dedi ve ekledi:
— ‘Tümör parçalayan’ olarak da bilinen onkolitik virüsler, sağlıklı hücrelere zarar vermeden tümör hücrelerinde çoğalabilen ve tümör büyümesini engelleyebilen, doğal veya genetiği değiştirilmiş virüslerdir. Bu virüslerin, son yıllarda kanser tedavisinde etkili olabileceği düşünülüyor.
— Virüsler doğrudan tümör hücrelerini parçalama yoluyla işlev görüyor. Vücutta kansere karşı bağışıklık sistemini harekete geçiriyorlar. Çok işlevli özellikleri sayesinde özellikle radyoterapi, kemoterapi ve immünoterapi gibi diğer terapilerle kombinasyon halinde kanser tedavisinde uygulanabiliyorlar.
— Ayrıca onkolitik virüsler, sağlıklı hücrelere zarar vermeden sadece kanser hücrelerini yok edebilme kapasitelerinden dolayı diğer kanser tedavisi yöntemlerine göre çok avantajlı. Cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkün olmayan kanserlerde, tümör içerisine enjekte edilerek tedavi imkânı sağlayabilir. Onkolitik virüslerin içerisine anti-kanser genler eklenerek etkinliği artırılabilir. Aynı zamanda bu virüsler bağışıklık sistemini aktive ettikleri için yeni kanserlerin oluşmasının da önüne geçebilir. Bu nedenle en son gerçekleştirilen Vaxinia çalışması oldukça kıymetli.
Virüslerin tümörü parçaladığına dair ilk bilgi 1912 yılında İtalyan hekim N. DePace’nin, köpek ısırması sonucu kuduz tedavisi gören bir hastada rahim ağzı kanserinin gerilediğini gözlemlemesine dayanıyor. İlk laboratuvar denemesi ise 1922 yılında yapılıyor. ‘Vaccinia’ adlı virüs, farelerde tümör gelişimini durduruyor.
KATI KANSERLERE KARŞI ÇÖZÜM İÇİN BU YÖNTEM ÇOK ÖNEMLİ
City of Hope Ulusal Tıp Merkezi’ndeki araştırmacıların aktardığına göre, şu ana kadar yapılan çalışmalarda Vaxinia’nın klinik öncesi laboratuvar deneylerinde ve hayvanlar üzerinde yapılan modellerinde kanserli tümörleri küçülttüğü tespit edildi.
Bu noktada cevaplanmayı bekleyen en önemli soru şu: ‘Vaxinia nasıl geliştirildi ve hangi kanser türlerinde etkili olabilir?’
Yeni onkolitik virüsü pek çok kanser çalışması gibi umut verici bir gelişme olarak nitelendiren Biyoteknoloji ve Viroloji Uzmanı Dr. Semih Tareen, “Vaxinia adlı geliştirilen virüs, ‘POX virus’ (çiçek hastalığı virüsü) ailesinden geliyor” dedi ve önemli bilgiler paylaştı:
— Geliştirilen Vaxinia yani CF33-hNIS, dokuz tane POX virüsün bir araya getirilmesiyle oluşturulan suni bir virüs. Bu şekilde kanser hücrelerini daha etkin bir şekilde enfekte edebiliyor. Bu nedenle sağlıklı hücrelere değil de kanser hücrelerine daha dominant olarak girebiliyor. Aslında CF33 isimli onkolitik POX virüsünün bir sürü gelişmiş hali var. 2019 yılında şirket zaten CF33 çalışmalarına başlamıştı.
— Bir de ‘PD-L1’ isimli molekülü de ekledikleri deneyler var. PD-L1, bağışıklık sisteminin T hücrelerini pasifleştiren bir dur işareti gibi çalışır. Henüz bu çalışma ile ilgili sonuçlar paylaşılmadı ama süreç devam ediyor. Fakat şunun altını çizmek gerek: Tüm bu çalışmalar katı kanserler üzerine ve oldukça kıymetli.
— Modern kanser terapilerinde sıvı kanserlere yani kan kanserlerine karşı güzel başarılar elde edebiliyoruz. Ama katı kanserler konusunda ise henüz çok başarılı değiliz. Örneğin tedavide verilen ilaç dokulara ulaşamıyor. Bu yüzden bu tür tedavileri geliştirmeye çalışıyorlar. Araştırmayı yürütenlerin paylaştıklarına göre de Vaxinia’nın kolon, akciğer, meme, yumurtalık ve pankreas kanseri tümörlerini küçülttüğü açıklandı.
FAZ-1 ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI
‘Her şey güzel giderse ortaya umut veren bir ajan çıkacak’
Vaxinia için ilk insan uygulaması 18 Mayıs 2022’de gerçekleşti. Çalışmanın Faz-1 klinik denemesi, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya’daki yaklaşık 10 bölgede metastatik (kanserin kaynağını aldığı organdan daha uzak bir bölgeye yayılmış olması) veya ileri katı tümörleri olan 100 kanser hastasında uygulanacak. Çalışmanın 24 ay sürmesi bekleniyor.
Faz-1 sonuçları başarılı olursa Faz-2 ve Faz-3 çalışmalarına geçilecek. Peki bu çalışmalarda nelere dikkat edilecek?
Dr. Semih Tareen virüsün faz çalışmalarında yaşanacak süreçleri şu şekilde detaylandırdı:
— Her faz çalışmanın sonucunda belli hedefler belirleniyor. Şu an Vaxinia’nın ilk Faz-1 çalışmalarına başlandı. Genellikle Faz-1 sonucundaki hedefler tedavinin güvenliği üzerine oluyor. Bir de virüsün yarattığı etkiye dair sonuçlara bakılıyor. Örneğin bazı moleküllere bakıyorlar ya da kanserlerin yok olup olmadığını inceliyorlar. Eğer bu açıdan iyi sonuç çıkarsa arkasından Faz-2 çalışmasına geçilecek.
— Faz-2’de ise daha büyük sayıda etkiye bakılıyor. Eğer etkili olursa o zaman da Faz-3 aşamasına geçilecek. Faz-3 aşamasında ise çok daha büyük gruplara olan etkisi incelecek. Eğer her şey yolunda giderse Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ya da veya Avrupa İlaç Kurumu gibi kurumlardan onay alması gerekecek. Tüm bu süreç bir yılı bulacaktır.
Tescilli ilk onkolitik virüs ürünü 2004 yılında Letonya’da onaylanan ‘Rigvir’dir. Daha sonra Gürcistan, Ermenistan ve Özbekistan’da da tescil alan Rigvir, cilt kanseri tedavisinde, deri ve deri altı lokal tedavisinde kullanıldı.
VAXINIA TEDAVİSİ NASIL UYGULANACAK?
Bu noktada ise akla ‘Her şey yolunda giderse Vaxinia tedavisi nasıl uygulanacak? sorusu geliyor. Örneğin ortaya bir aşı mı çıkmış olacak?
Dr. Semih Tareen “Sürecin olumlu devam etmesi halinde ortaya onaylanmış bir tedavi çıkar ama buna aşı demek yanlış olur” diye uyardı ve ekledi:
“Çünkü bu bir aşı değil. Burada doğrudan kanseri hedefleyen bir tedavi var. Aşının amacı ise belli farklı hastalıklara karşı (kanser ya da bulaşıcı hastalıklar) bağışıklık sistemini geliştirmek. Bu sebeple buna aşı demek doğru olmaz.”
Doç. Dr. Sezer Okay ise soruma 2015 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından ilk onkolitik viral terapi ilacı olarak tarihe geçen ‘T-Vec’ örneği üzerinden cevap verdi:
— 2015 yılında FDA onayı alan T-Vec’in saha uygulamasında Faz-3 sonuçlarından daha iyi sonuçlar verdiği rapor edilmişti. Ancak, T-Vec sadece malign melanoma yani en agresif seyirli ve hayatı en çok tehdit eden cilt kanseri tedavisinde kullanılıyor. Vaxinia’nın ise farklı kanser türlerine karşı etkili olması bekleniyor.
— Bu nedenle aşı ya da ilaç şeklinde olur demek için henüz erken. Vaxinia’nın Faz-1 çalışmaları yeni başladı, bu nedenle kısa vadede piyasaya çıkması beklenemez. Eğer faz çalışmaları başarıyla tamamlanırsa farklı tümörlerin tedavisi için umut verici bir ajan elde etmiş olacağız.
VAXINIA GİBİ ONKOLİTİK VİRÜSLERİN KANSER TEDAVİLERİNDEKİ KULLANIMI NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLAYACAK?
Dr. Semih Tareen şu an kanserle ilgili muazzam dönüm noktaları olduğunun ve başarı gösteren tedaviler bulunduğunun altını çizerek, Vaxinia ve onkolotik virüslerin geleceğine dair şu bilgileri paylaştı:
— Kanserle ilgili çalışmalarda önemli adımlar atılıyor. Onkolitik virüs tedavisi de son yıllarda kanser için çok önemli bir gelişme olarak görülüyor. Bu alanda çalışmaların da artması mutluluk verici… Özellikle onkolitik virüs tedavisi diğer tedavilerin uygulanamayacağı durumlarda devreye girerek çözüm sunabilir.
— Diğer tedavilerle beraber bir tedavi uygulanabilir. Mesela bazı monoklonal antikorlar var kanser tedavisinde kullanılan… Onkolitik virüsler onlarla bir arada kullanılabilir. Yani kombinasyon terapiler yapılabilir.
— Özetle kanser tedavisinde çok güzel seçenekler sunulmaya devam ediyor. Bu konuda çalışan bir sürü laboratuvar ve şirket var. Devam eden, onaylanan birçok tedavi de var. O nedenle kanserde artık çok umutsuz olmamak gerekiyor.
YORUMLAR