Tüm dünyada Covid-19 kısıtlamalarıyla geçen iki yılın ardından yeni koronavirüs varyantlarına karşı duyarlılık sürüyor.
Eris varyantı şu ana dek 50’den fazla ülkede bildirildi, Dünya Sağlık Örgütü Eris’i izlenmesi gereken bir varyant olarak sınıflandırdı.
Koca ise “Endişe konusu yapılmayacak bir gelişme” olarak duyurduğu varyantla ilgili hasta etme gücünün düşük olduğunu belirtti.
BBC Türkçe’ye konuşan hekimler, Eris’in ağır hastalığa neden olmadığını fakat yaygınlığının tespiti için test sayısının artırılmasının faydalı olabileceğini değerlendiriyor.
Semptomları oldukça benzer olan mevsimler influenza, soğuk algınlığı, koronavirüs ve varyantlarının tam tespiti ancak test yapılarak sağlanabiliyor.
Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Hepimiz varyant haberlerini duyunca ister istemez bir tedirginlik yaşıyoruz ama henüz Eris’le ilgili böyle bir endişeyi destekleyecek bir bilgimiz yok” diyerek anlatıyor:
“Son zamanlara Eris ve Pirola varyantı daha çok öne çıkmaya başladı. Bildirilen vakalar genelde hafif vakalar olup, solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyrediyor.
“Daha ağır bir hastalık yaptığı ya da daha ölümcül olduğuna dair bir bilgi yok şu anda. Tekrar başa mı dönüyoruz, yasaklar geri mi gelecek gibi korkulara mahal yok.”
Özlü, şu ana dek Eris vakalarının burun geniz akıntısı, boğazda kaşıntı, halsizlik, tat ve koku alma duyusu kaybı ve ateşle seyreden hafif seyirli bir hastalık olduğunu kaydediyor.
‘VİRÜS BİZİMLE YAŞAMAYI ÖĞRENDİ’
Küresel olarak pandemi bitse de koronavirüs halen mutasyon geçiriyor, bulaşıyor ve hastalandırmaya devam ediyor.
Bilim insanlarına göre bu son derece doğal ve beklenen bir durum.
BBC’ye konuşan İngiltere Sağlık Güvenliği Kurumu’ndan Doktor Meera Chand, yeni varyantların ortaya çıkmasının sürpriz olmadığını da kaydediyor.
Özlü, “Virüse avantaj sağlayan mutasyonlar söz konusu ise o varyant daha sık olarak görülüyor” diyerek açıklıyor:
“Virüs geçirdiği mutasyonlarla bizimle yaşamayı; ağır hastalık yaratmadan ve öldürmeden bizimle yaşamayı öğrendi.”
“Biz de bağışlık kazandık, virüsle yaşamayı öğrendik. Hem virüs hem de biz değiştik. Artık eskisi gibi küresel salgın riski yok.”
‘VARYANTLARI DAHA ÇOK TESTLE TAKİP ETMELİYİZ’
Salgının bitmesi ve yeni varyant görülme sıklığının artmasıyla birlikte hastanelerdeki tarama testlerinin de azaldığı biliniyor.
Prof. Dr. Emine Parlak ise Eris gibi yeni varyantların bulaşıcılık ve risk boyutunun tam olarak bilimsel bir biçimde tespiti için, test sayısının artırılması gerektiğini savunuyor:
“Bu mevsim döneminde üst solunum yolu enfeksiyonlarında her zaman artış olur. Ama varyantların artan testlerle tespit edilmesi gerekiyor. Artık hiçbir hastanede çok fazla test yapılmıyor. Bunların tespit edilmesi için test sayısının artması gerekiyor.”
“Bazı ülkeler bazı kalabalık alanlarda maskeye geri döndü. Eskisi gibi kapanma döneminin olacağına inanmıyorum ama risk grupları için yine kalabalık alanlarda maske kullanımı söz konusu olabilir. Varyantları daha çok testle takip etmeliyiz, gündemimiz bu olmalı.”
MEVSİMSEL ENFEKSİYONLARIN ARTMASI BEKLENİYOR
Kuzey yarım küre ülkelerinde kış aylarına girilmesiyle birlikte mevsimsel üst solunum yolu enfeksiyonlarındaki artış bekleniyor.
Okulların açılmasıyla birlikte toplumda enfeksiyona yakalanma oranının arttığı da başka bir gerçek.
Dolayısıyla hekimler, kişisel tedbirleri artırmak gereken aylara girdiğimizi hatırlatıyor.
Prof. Dr. Emine Parlak, özellikle risk gruplarına yönelik tedbirlerin ciddiye alınmasını tavsiye ediyor:
“İnfluenza aşılarının risk gruplarına mutlaka uygulanması gerekiyor. İleri yaştakiler, gebeler, ek hastalığı olanlar, diyabeti olanlar bunlara örnek.
“Onun haricinde el yıkamak, kalabalık ortamlara dikkat etmek, öksürürken mutlaka mendil kullanmak gibi kurallara uymak yeterli.”
Özlü ise solunum yolu belirtileri olan kişilerin bir hafta evde istirahat ederek kendilerini izole etmelerini, özellikle hasta çocukların okula gönderilmemesi gerektiğini söylüyor.
“Hasta kişiler topluma çıkmazlarsa ya da çıkmak zorunda kaldıklarında maske kullanırlarsa salgının yayılması engellenmiş olur. En etkili tedbir bu.
“Normal sağlıklı kişiler için maske kullanma asla söz konusu değil. Bu mevsimde kronik hastalığı olan yaşlı kişilerin kendilerini korumalarına dikkat etmeleri lazım.”
YORUMLAR