Rusya’nın 24 Şubat’ta işgale girişmesinden dört gün sonra başlayan müzakerelerin bir kısmı Belarus sınırında ya da Belarus’ta yüz yüze, diğerleri video konferans yoluyla gerçekleşti. İki ülke dışişleri bakanları ilk kez 10 Mart’ta Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun arabuluculuğunda Antalya’da bir araya geldi. Türkiye dışında İsrail’in de arabuluculuk çalışmaları var.
Hedef, tarafları liderler düzeyinde bir araya getirmek. Ancak Rus tarafı, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “laf olsun” diye zirve görüşmesi yapmayacağını belirterek bunun için gerekli koşulların müzakere masasında netleştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Peki müzakerelerde hangi konular masada, tarafların tutumu ne?
TOPRAK KONUSU
Müzakerelerin en zorlu konusunu Rusya’nın toprak talebi oluşturuyor. Rusya 2014’te, uluslararası hukuka göre halen Ukrayna toprağı olarak kabul edilen Kırım Yarımadası’nı ilhak etmiş, Kırım’ın kuzeydoğusundaki Donetsk ve Luhansk’ta Rusya yanlısı ayrılıkçı silahlı gruplara destek vermişti.
Moskova, işgalin hemen öncesinde 21 Şubat’ta, bu bölgelerde ilan edilen “halk cumhuriyetleri”nin bağımsızlığını tanıdı. Putin’in “özel askeri operasyon” diye adlandırdığı işgalin gerekçelerinden biri de bu bölgede yaşayan Rus kökenlilere yönelik “soykırım”a son verme iddiasıydı. İşgal sırasında Rus birlikleri Kırım’ın kuzeyi, ayrılıkçı bölgeleri çevreleyen bölgeler ve başkent Kiev’in doğu ve batısında geniş toprakları kontrolü altına aldı. Son durum itibarıyla Rusya’nın Ukrayna’da kontrol ettiği toprakların yüzölçümü 170 bin kilometrekareye ulaştı.
Ukrayna hükümeti ise Kırım’da, ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk ile işgal sırasında ele geçirilen topraklarda Rusya’nın kontrolünü tanımayacağını kaydediyor. Ukrayna’nın baş müzakerecisi Mikhailo Podolyak, bu konuda tutumlarının değişmediğini belirterek başlıca taleplerini ateşkes, Rus askerlerinin geri çekilmesi ve güçlü güvenlik garantileri olarak sıralıyor.
Moskova ise Ukrayna’nın Kırım, Luhansk, Donetsk ve Kırım’ın kuzeyindeki bölgelerden vazgeçmesi durumunda Kırım’a karadan bir köprü oluşturmuş ve içme suyu tedarikini kontrol altına almış olacak. Ukrayna’nın güney kanadı Rusya için tarihi bir önem de taşıyor. Bölge 1783’te Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kazanılan savaş sonrasında Çariçe Katerina tarafından Rusya topraklarına katılmıştı.
TARAFSIZLIK STATÜSÜ
Rusya’nın üzerinde ısrarcı olduğu konulardan biri de Ukrayna’nın tarafsız ülke statüsünü kabul etmesi. Bu, Ukrayna’nın herhangi bir askeri ittifaka üye olamaması, topraklarında yabancı ülke askeri, silah ve teçhizatı bulunduramaması anlamına geliyor. Rus tarafı, tarafsızlık statüsünde Avusturya ve İsveç modellerinin masada olduğunu bildirmiş, Ukrayna ise tarafsızlık için güvenlik garantilerine ihtiyaç olduğunu vurgulamıştı. Rusya’nın baş müzakerecisi Vladimir Medinski de, müzakerelerde Ukrayna ordusunun ne büyüklükte olacağı konusunun görüşüldüğünü belirtmişti.
Putin, Ukrayna’nın asla NATO’ya üye olmayacağına dair yazılı garanti talep ediyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy’nin son dönemde ülkesinin NATO üyeliğinin gerçekçi olmadığı ve bu hedeften vazgeçmeye hazır olduklarına dair açıklamaları dikkat çekiyor.
RUSLARIN HAKLARI
Ukrayna’da yaşayan Rus kökenlilerin ve Rusça dilinin statüsü Moskova açısından müzakerelerde büyük önem taşıyan konu başlıkları arasında. Ukrayna’da 2019’da kabul edilen bir yasayla Ukrayna diline özel statü tanınmış ve kamuda zorunlu hale getirilmişti. Yasa, tüm Ukrayna vatandaşlarının Ukrayna dilini bilmesini, devlet memurları, asker, doktor ve öğretmenlerin işe alımında ölçüt olmasını zorunlu kılıyor.
‘NAZİLER’DEN ARINDIRMA
Putin, Ukrayna yönetimini Nazi benzeri aşırı sağcı grupların Rus kökenlilere “soykırım” uygulamasına izin vermekle suçluyor. 2014 yılında Rusya yanlısı ayrılıkçılara karşı gönüllü savaşçılardan kurulan Azov Taburu bu suçlamalarda öne çıkıyor. Rusya, Ukrayna ordusuna dahil edilen Azov Taburunun Rus sivilleri terörize eden ve savaş suçları işleyen bir Nazi örgütü olduğunu vurguluyor. Grubun önde gelen isimlerinin aşırı sağcı, beyazların üstünlüğünü savunan, Yahudi düşmanı ifadeleri daha önce de kamuoyunun gündemine gelmişti. Ukraynalı yetkililer, Azov Taburu’nun Mariupol’de süren çatışmalara dahil olduğunu defalarca dile getirmişti. Ancak Kiev yönetimi Rus kökenlilere soykırım uygulandığı iddiasını reddediyor.
YORUMLAR