Ukraynalı Anastasia Varfolomieieva, 10 Mart 2021’de yüksek ateş ve boğaz ağrısı nedeniyle başvurduğu hastanede yapılan tetkikler sonucu ALL tanısı aldı. O ana kadar ALL’nin ne olduğu bilmeyen, nasıl tedavi olacağı hakkında hiçbir fikri olmayan genç kız, ailesiyle doktorların arasındaki konuşmalara şahit olduğunda ‘Belki yaşar’ cümlesiyle hastalığının ciddiyetini algıladı.
Anastasia, 2021 yılının Kasım ayında tedavi için Antalya’ya geldi. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Eser ve ekibi tarafından tedavi edilen genç kız, 29 Mart’ta 40 yaşındaki Türk donörün iliğiyle hayata tutundu. Nakilden sonra sağlığına kavuşan Anastasia, doktorlarına ve Türk donöre teşekkür etti.
‘İYİ Kİ TÜRKİYE’DEYİZ’
Anastasia’nın annesi Olena Varfolomieieva (40), yaşadıklarını anlatırken duygusal anlar yaşadı. Kızının hastalığını öğrendiklerinde büyük üzüntü yaşadıklarını ve çok ağladıklarını anlatan Varfolomieieva, “Önce hastalıkla ilgili hiçbir şey bilmiyorduk. Sonra ilik nakli ile tedavi edilebileceğini öğrenince yaptığımız araştırmalar sonucu Antalya’ya geldik. Doktorlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İyi ki burada tedavi oldu. İyi ki buradayız” diye konuştu.
‘TÜRK DONÖRLE BİR GÜN TANIŞMAK İSTİYORUM’
Kızını sağlığına kavuşturan Türk donörle bir gün tanışmak istediğini kaydeden Olena Varfolomieieva, “O donöre çok teşekkür etmek istiyorum” dedi.
İlk kez geldikleri Türkiye’yi çok sevdiklerini, Türk insanının çok yardımsever ve iyi olduğunu söyleyen Olena Varfolomieieva, herkese çok teşekkür etti.
Anastasia’nın tedavisini gerçekleştiren Prof. Dr. Bülent Eser ise “Başlangıçta tedavisini düzenledikten sonra uygun vericiden kemik iliği nakli yaptık. Nakil çok başarılı geçti” dedi.
Kemik iliği için önce hastanın kardeşlerinin uygun donör olup olmadığına bakıldığını hatırlatan Prof. Dr. Eser, “Eğer kardeşle uygun değilse, akraba dışı tarama yapıyoruz. Genelde de çok ilginç tesadüf, Ukraynalı hastalarımızın büyük bölümü Türk donörlerle uyumlu çıkıyor. Hastalarımıza yüzde 90’a yakın uygun donör bulabiliyoruz. Donör bulunana kadar ortalama 2 aylık bir süre geçiyor. O dönemde hasta normal tedavisini almaya devam ediyor. Yani hastanın bu süre nedeniyle kaybı olmuyor. Anastasia şu an naklin 6’ncı ayında ve gayet sağlıklı şekilde inşallah ülkesine geri göndereceğiz. Orada da takiplerine devam edeceğiz. Ülkesine gönderince işimiz bitmiyor, bir elimiz onun yanında olacak” diye konuştu.
‘YABANCILAR FARKLI ÜLKEDE OLDUKLARI İÇİN KAYGI YAŞIYOR’
Uzman Dr. Okan Yayar ise yabancı hastaların farklı bir ülke olarak Türkiye’de tedavi süreçlerinde kaygılı olduklarını belirterek, “Bu durumda onlara moral ve motivasyon desteği, en az verdiğimiz kemoterapiler kadar önem arz ediyor. Bu yabancı hastaların psikolojik olarak desteklenme kısmı da hekimin görevleri arasında. Ben de bu kısmı tamamlamaya çalıştım” dedi.
Bir hastanın sağlığına kavuşmasının, hekim için çok büyük mutluluk olduğunu da sözlerine ekleyen Yayar, başarılı sonuçlar almanın, kendilerini en çok motive eden nokta olduğunu belirtti. (DHA)
YORUMLAR