Deneysel tiyatro yönetmeni Robert Wilson zamanı yavaşlatan yeni bir çalışmasıyla gündemde. Lady Gaga, Brad Pitt ve Isabella Rossellini gibi ünlüler Robert Wilson’ın video portreleri için saatlerce poz verdi.
Şimdi Güney Avustralya Sanat Galerisi’nde sergilenen “Hareketli Portreler” sergisi, ünlü isimleri sanat tarihi, film ve kültürel olaylardan alınan, ünlü olmayan insanların portreleriyle titizlikle karıştırılmış şekilde sunuluyor.
ROBERT DOWNEY JR CESEDE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Ünlülerin fotoğraf çekimleri için genellikle sınırlı zamanları vardır. Bazen sadece birkaç dakikayla sınırlıdır çekimler. Ancak Wilson, Rembrandt’ın 1632’de yaprığı anatomik resmine atıfta bulunan çalışması için Robert Downey Jr’ın ceset benzeri bir obje haline gelmesi birkaç saatini aldı.
LADY GAGA 19. YÜZYIL PORTRESİNDE
Yedi saatlik bir poz gerektiren bir portrede Lady Gaga, aslen 19. yüzyıl Fransız sanatçısı Jean-Auguste-Dominique Ingres tarafından boyanmış muhteşem Mademoiselle Caroline Rivière’e kanalize edildi. Çekimler sırasında pop yıldızının yanağından süzülen gözyaşı da video portresine yansıdı.
MONACO PRENSESİ’NDEN ANNESİ GRACE KELLY’YE GÖNDERME
Monaco Prensesi Caroline, annesi Grace Kelly’ye ve Alfred Hitchcock filmlerindeki ünlü rollerine saygı duruşunda bulunarak, 1954 yapımı ‘Arka Pencere’ filmini anımsatan bir poz verdi. Video çalışmaları, dev yüksek çözünürlüklü ekranlarda insan ölçeğinde sunuluyor.
BEŞ SAAT SÜREN OPERA SAHNELEDİ
50 yılı aşkın süredir çalışan, beğenilen bir tiyatro yönetmeni olan Wilson, uzun süredir zamanın kurallarıyla oynadığı deneysel opera ve avangard sahne performanslarıyla tanınıyor.
1976’da besteci Phillip Glass ile yaptığı dört perdelik operası ‘Einstein on the Beach’, neredeyse beş saat sürüyordu ve izleyicilerin istedikleri gibi gelip gitmelerine izin vermişti.
ÇEKİMLER 2000’LERİN BAŞINDA BAŞLADI
Ayrıca 1972’de İran’ın Şiraz kenti yakınlarındaki Haft Tan Dağı’nda, “sıradan ve olağanüstü olayların bir arada görülebildiği dünyaya açılan bir tür çerçeve veya pencere” olan 24 saatlik, yedi günlük unutulmaz gösterisiyle de hafızalara kazındı.
Wilson, ultra yavaş video portreleri fikrinin ilk olarak 1970’lerde aklına geldiğini ve bunların “otel lobilerinde, bankalarda, otobüs duraklarında ve uçakların arka koltuklarında” gösterilmesini öngördüğünü anlattı.
2000’li yılların başında, işleri çekmeye başladığında, yüksek çözünürlüklü ekranların gelmesi işini daha kolaylaştırdı ve böylece dikey bir formatı tercih edebiliyordu. Wilson’a göre görüntüler bu sayede “bir insanın duruşuyla orantılı olacaktı.”
YORUMLAR