Independent Türkçe’nin haberine 34 yaşındaki oyuncu ödül töreninde “Özellikle çocukken ve gençken rastlayabildiğim çeşitli temsiller olmadan ki çok az şey vardı, başarabilir miydim bilmiyorum. Ötesini ancak görebildiğiniz o çok aşırı, güçlü ve her şeyi kapsayan soyutlanma, yalnızlık, utanç ve kendinden nefret anlarını atlatabilir miydim bilmiyorum” dedi.

Canadalı aktör “15 yaşında, kanallara göz gezdirirken But I’m a Cheerleader’a rastladım ve o filmdeki diyaloglar, o filmdeki sahneler hayatımı değiştirdi” dedi.

Hicivli bir romantik komedi olan But I’m a Cheerleader, dönüşüm terapisi kampına gönderilen bir gencin hikayesini anlatıyor. Baş karakterini Natasha Lyonne’un canlandırdığı film, LGBTİ+ topluluğunun favorisi olmuştu.

Page , “Şu anda translara, özellikle de trans gençlere karşı gördüğümüz bu korkunç tepkiyle, bunu yapmak gerçekten zorunlu hissettirdi bana” ifadesini kullandı. Ünlü aktör, “Çok uzun süredir kapalı kalma” duygusunu anlatmaya devam ederek, “27. doğum günümden hemen önce eşcinsel olarak kendimi açıkladım ve o zamana kadar, uzaktan aşık olduğum birine hiç dokunmamıştım” diye konuştu.