Yangına havadan müdahale neden yetersiz kaldı?

Tarım ve Orman Bakanlığı, geçen yıl orman yangınlarına karşı 27 adet helikopter, 2 adet amfibik uçak ve 1 adet insansız hava aracı kiraladı. Bakanlığın kendine ait yangın söndürme uçağı veya helikopteri bulunmuyor.

Yangına havadan müdahale neden yetersiz kaldı?

Türkiye, Kurban Bayramı’nın hemen ardından ilk olarak Antalya’nın Manavgat ilçesinde çıkan, ardından Muğla, Adana ve Mersin’de görülen orman yangınlarıyla mücadele ediyor. İletişim Başkanlığı, Perşembe sabahı itibariyle 187 orman yangınından 172’sinin kontrol altına alındığını, 15’nin devam ettiğini bildirdi. Yangına sekizinci gününde havadan 16 uçak sayısını 16 ve 51 helikopterle müdahale ediliyor. İletişim Başkanlığı’nın paylaştığı tabloya göre, yangınlar ilk başladığı 28 Temmuz’da ise havadan yalnızca 1 uçak, 21 helikopterle söndürülmeye çalışıyordu.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, yangının nasıl bu kadar büyüdüğü tartışmaları devam ederken kriz yönetimine yöneltilen eleştirilerin başında ise yangına havadan müdahalede geç kalındığı geliyor. Bu noktada özellikle Türk Hava Kurumu’nun envanterinde bulunan CL215 tip amfibik yangın söndürme uçaklarının bakımı yapılmadığı için devre dışı bırakılması da tartışma yaratıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba akşamı çıktığı ATV-AHaber ortak yayınında 2021 yılı orman yangın söndürme ihalesinde 13 adet helikopterlik kısmını THK’nın kazandığını belirtirken bu yıl Rusya’dan da 3 tane Be-200 tipi uçak kiralandığını kaydetti. Erdoğan, “Şu anda o uçaklarla bu hizmeti sürdürüyoruz ve bu sayıyı tabii belki daha da artırma durumumuz olacak” diye konuştu. Erdoğan’ın da işaret ettiği şekilde, Türkiye orman yangınlarına havadan müdahalede kullandığı uçak ve helikopterler kiralama yoluyla alındı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Genel Müdürlüğü’nün (OMG) raporlarına göre kurumun orman yangını tehlikesine karşı kendi yangın söndürme uçağı bulunmuyor.

BAKANLIK PLANINDA YANGINLA MÜCADELE VAR MI?

Orman Genel Müdürlüğü’nün 2020 Faaliyet Raporu’nda “Orman yangınlarını havadan söndürme hizmetlerinde kullanılmak üzere 27 adet helikopter, 2 adet amfibik uçak ve 1 adet insansız hava aracı kiralanmıştır” bilgisi yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ve buna bağlı OGM’nin faaliyet raporlarında, kurumun yangın söndürme uçağı ve helikopterine sahip olduğuna ilişkin herhangi bir bilgiye işaret edilmiyor.

Temmuz 2019’da açıklanan On Birinci Kalkınma Planı’nda (2019-2023) da “Ormancılıkta hastalık ve zararlılar ile yangınlarla mücadeleye yönelik kapasitenin güçlendirilmesi” hedefinin yer almasına karşın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2019-2023 Yılı Stratejik Planı’nda orman yangınlarıyla mücadele konusuna hiç değinilmiyor. Benzer durum Bakanlığın 2020 Yılı Faaliyet Raporu’nda da görülüyor.

‘KAPASİTE GÜÇLENDİRİLECEK’ DENDİ AMA

OMG’nin 2019-2023 Yılı Stratejik Planı’nda ise orman yangınlarıyla mücadele konusuna yer veriliyor. “Orman yangınlarıyla mücadelede önleyici tedbirler artırılacak, müdahale kapasitesi güçlendirilecektir” ifadeleri yer alan planda, bu hedefin gerçekleşmesi için 5 milyar 139 milyon 385 bin TL “maliyet” çıkarılıyor. “Orman varlığımızı tehdit eden ve her yıl binlerce hektar orman alanının zarar görmesine neden olan orman yangınlarının çıkmasına engel olunması veya çıkan yangınların tehlike arz edecek boyutlara ulaşmadan kısa zamanda söndürülebilmesi hedeflenmektedir” denilen planda ormanlardaki yanıcı maddelerin azaltılması, yangınla mücadelede ihtiyaç duyulan ekipmanın modernizasyonunun sağlanması ve erken uyarı sisteminin geliştirilmesi gibi hedefler sıralanıyor.

OGM, 2021 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nda kurumun 4 milyar 927 milyon 195 bin 143 TL gelirinin olduğu anlatılıyor. Raporda, orman yangınlarıyla mücadele için 26 adet helikopter alımı planlandığı, ancak bunun gerçekleşmediği bilgisine yer veriliyor. Ayrıca uçak ve helikopter hangarı projesinin de gerçekleşmediği belirtiliyor.

OGM’nin stratejik planında, Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye’de ormanların büyük bir bölümünün yangın tehdidi altında bulunduğunun ise altı çiziliyor. Planda, “Toplam ormanlık alanın yüzde 60’ını birinci ve ikinci derece yangına hassas alanlar oluşturmaktadır. Bu sebepten orman yangınları ülkemiz ormancılığının öncelikli konuları arasında yer almaktadır” deniliyor.

MÜDÜRLÜĞÜN SADECE ARAÇLARI VAR

Yangın söndürme uçak ve helikopteri olmayan OGM’nin 2020 yılı Faaliyet Raporu’nda kurumun sadece karadan müdahale araçları olduğu anlatılıyor. Kurumun makine parkında 2 bin 877 adet hizmet vasıtası, 5 bin 59 adet iş ve koruma makinesi ve bin 73 adet üretim makinesi olmak üzere 9 bin 9 adet araç ve makinesinin bulunduğu belirtilen raporda, “Mevcut araçların yüzde 32’sini hizmet vasıtaları, yüzde 56’sını iş ve koruma makineleri, yüzde 12’sini ise üretim makineleri oluşturmaktadır” deniliyor.

Bunlar arasında 2 bin 673 adet 4×4 Pick-up, bin 77 yangın söndürme aracı, 2 bin 270 ilk müdahale aracı, 119 ekskavatör, 258 greyder, 176 dozer, 281 su ikmal aracı sıralanıyor. Listede, uçak ve helikopter bilgisi ise yer almıyor.

OGM’nin faaliyet raporuna göre, geçen yıl yangınla mücadelede fiziki tedbirler alınarak 3 bin 399 adet orman yangınına müdahale edildiği, 20 bin 971 hektar orman alanının zarar gördüğü ifade ediliyor.

‘MEVCUT FİLO YETERSİZ’

Devam eden yangınlarda mevcut filonun yetersiz kaldığını söyleyen Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede “Bu filo yeterli mi? Bugünkü ekstrem durum ve iklim değişikliği ve sabotaj ihtimali olmasaydı son otuz yıla baktığımızda mevcut envanterimizdeki hava filosunun yangınlarla mücadelede yeterli idi. Bugün ise yangının geniş kapsamlı olması, terör sabotajı ihtimalinin de yüksek olmasının tartışıldığı alanlarda bu filo yetersiz kalmıştır. Bu planlama eksikliğinden ve afetin büyüklüğündendir” diye konuştu.

Türkyılmaz, “Bakanlığın kendine ait bir filosu olması gerekmiyor mu?” sorusuna ise “Türkiye’nin bugüne kadar buna ihtiyacı yoktu. Artık iklim değişikliği nedeniyle konsept değişikliğine gidilmeli. Bugüne kadar ihtiyaç olmadı ama bundan sonrası ihtiyaç” yanıtını verdi.

“Türkiye Cumhuriyeti devletinde bu şekilde dar zaman aralığında geniş kapsamda bir yangın tezahür etmiş değil” diyen Türkyılmaz, dünyanın küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle yeni bir sınavdan geçtiğine dikkat çekti. Türkyılmaz, “Yangın söndürmede uçak mı helikopter mi?” tartışmasına ilişkin de şunları kaydetti:

“İkisi de doğru değil. Yangınlarla mücadelede hem uçak hem helikopter gereklidir. Hangisinin fazla olacağını topografik yapı belirler. Sarp ve eğimli yerlerde uçaklar faydalı olamaz. Helikopterler faydalı olur. Düz ve meyili az olan ormanlarda ise uçak daha faydalı olur. Bu veriden hareketle Türkiye’nin yüzde 30’unda hakim olan orman alanı sarp araziler ve eğimi yüksek ve meyilli arazilerde. Son yıllarda helikopter faydalı olduğu için helikopter filosuna ağırlık verilmiş.”

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir