Kartalkaya’daki otel yangını ayrıntılı soruşturulmaya başlandı. Mutfak katından çıkan yangının hızla yayıldığı belirtiliyor ancak bu kadar hızla yayılmasının bir nedeni olmalı. Yangın sonrası, yangın merdivenlerinin dumanla hızla kaplanması, alarmların ve söndürücülerin çalışmaması soruşturma konusu.
Olayın ardından çekilen fotoğraflarda dikkat çeken başka unsurlar da var.
Mutfakta çalışan bir görgü tanığı, gece yarısı saat 03.00’te bir arkadaşlarının kendilerine mutfakta yangını bildirdiğini söyledi.
Oteldeki yangının 21 Ocak’ta gece yarısı saat 03.00 sıralarında başladığı tahmin ediliyor. Saat 03.45 gibi yangın bütün otelde etkisini gösterdi ve bu saat itibariyle ciddi olarak yayılmış durumdaydı. Yangının bu kadar büyük binadaki hızı dikkat çekiyor.
Otel, Bolu’ya 45 kilometre mesafede ve asfalt dağ yolu ile ulaşım sağlanıyor. İlk anlatımlarda, itfaiyenin 45 dakikada otel ulaştığı belirtildi. Kurtarma ekipleri otele ön cepheden girdiler. Otel bir taraftan 8 diğer taraftan 13 katlı. Yamaç bir bölgede yer alıyor.13 katlı cephe alevlerle kaplıydı ve alevler görüntülerden anlaşıldığı kadarıyla çatıya yayılmıştı. Yangın 13 kat cepheli bölümde ağırlıklı olarak gelişti.
Yangının kaynağı olarak gösterilen mutfak veya restaurant 4. katta. Otelin resepsiyon çıkışı 5. kata denk geliyor. 4. kat yamaç nedeniyle aslında ön taraftan girişin alt kısmı.
Yangın bu kattan başlayarak yukarıya son derece hızla yayılmış gibi görünüyor. Yayılmayı kolaylaştıran bina kaplaması olabilir. Mutfakta yangın çıktıktan sonra, ilk bulgulara göre, bina içinden değil dışından yayılma gösterdi. Yangın sürerken çekilen görüntülerde, binanın 13 kata ulaşan, yamaç tarafındaki cephesinin alevler içinde olduğu, bu bölümün neredeyse tamamen alevlerle kaplandığı görülüyor. Bu bölümdeki yangın tavana kadar ulaşmış olabilir.
Binanın giriş katı olarak belirtilen bölümde ise yangın sadece çatıya yakın cephede az bir alanı yakmış duruyor. Ancak bu bölümde de ahşap kaplama altından dumanlar çıkıyor. Bu ahşap kaplamaya ilişkin fotoğraflardan bilgi edinmek mümkün. Büyük olasılıkla çam kerestesinden olan kaplamanın, binanın ilk inşa edildiği tarihlerde kullanılan kolonlar arasındaki bölümleri dolduran yığma bir malzeme üzerine uygulandığı görülüyor. Binanın üst katlarında ise ytong üzeri bir örtünün serildiği, çıtalar çakılarak, bu çıtaların üzerine ahşap kaplama yapıldığı görülüyor. Bu örtünün niteliği önemli. Ahşap kaplama altına yanmaz taşyünü ve benzer örtülerin serilmesi gerekiyor. Bu durum ısı yalıtımı için de kullanıyor. Fotoğraflardan bina kaplamasının altındaki örtü, yanmaz taşyünü gibi durmuyor. İnce bir kaplama kullanıldığı izlenimi yaratılıyor. Bu örtü eğer yangına dayanıklı değilse, ahşap kaplamanın altından yangının hızla üst katlara ve yanlara yayılmasını tetiklemiş olabilir.
Fotoğraflardan bu kaplamanın ve altındaki örtünün bazı bölgelerde tamamen yandığı da görülüyor. Binanın ön cephesi, yangından kısmen zarar gördü ancak bu cephede bile bazı ahşap kaplamaların alev aldığı, saatler sonra ile içten içe yanmaya devam ettiği görülüyor.
Fotoğraflarda dikkat çeken bir konu ise, hiç yanmayan bazı bölümlerde, kısmi yangın çıkması. Alevlerin bu bölgeye ahşap kaplama altından yürüyerek ulaşması mümkün. Kaplamanın altından yüksek ısı yayılarak, yani kaplamanın altı bir baca gibi ısıyı üstlere çekerek, kısmi yangına neden olmuş da olabilir.
Binanın ahşap kaplaması ise her koşulda yangın nedeni olarak değerlendiriliyor. Uzun yıllardır binanın cephesinde bulunan bu ahşap yıllar içinde kuruyarak, çıra haline bile gelmiş olabilir. Yangının hızla yayılmasının nedeni bu kuru ahşap da olabilir. Bu tür ahşap kaplamaların kullanımının özel bir yangın güvenliği gerektirip gerektirmediği, soruşturma sırasında dikkate alınacak.
YORUMLAR